13 Ocak 2008 Pazar

Kisa bir ara

Sanirim bu ameliyattan once son yazi olacak. Yaklasik yedi saat sonra hastanede olmam gerekiyor, su dakika itibariyle de birseyler yemek ve icmek yok. Hadi bakalim.
Dun hastaneden "izinli" olarak geldikten sonra nerdeyse tum vaktimi bilgisayar karsisinda oyun oynayarak gecirdim. NWN2 oyanayacagim demistim, o is yalan oldu, onun yerine Hellgate London oynamaya basladim.
Hellgate tum oyun severlerin hala kalbinde genis yer tutan Diablo'nun modern bir benzeri. Zaten oyunun yapim ekibinin de Diablo'nun original kadrosunun baba elemanlari oldugu dusunulurse bu belki de normal. Ben bayaa eglenceli vakit gecirdigimi itiraf etmeliyim bu oyunu oynarken. Tabii bir Bioshock gibi 2007'nin en iyilerinden biri diyemeyiz ama kendisine yapilan onca acimasiz elestiriyi de hak etmiyor bence Hellgate London. Ayrica haritalarin her seferinde belli bir oranda random olusmasi fikri yaninda item satan yerlerdeki esyalarin da random olarak zamanla degismesi fikri de hos olmus dogrusu, bir de hala cozemedigim 'oyun ici mini game' var o da eglenceyi artiriyor.


Oyunu Blademaster olarak oynuyorum, kiliclarla adam kesmeyi oldum olasi severim zaten (nasil yani!), dolayisiyla eglence katlaniyor benim icin.
Bir de son bir haftadir "House M.D." nin ikinci sezonunu izliyorum. Lost'ta simdilik hareket yokken House iyi bir aleternatif oluyor benim icin, tabii iki hafta once Seda (guzel insan) ile birlikte bitirdigimiz muhtesem Dexter'i da unutmamak lazim.

Hiç yorum yok: